aba altında er yatar
giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz.
aba vakti yaba, yaba vakti aba
gereksinimler vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır.
abanın kadri yağmurda bilinir
bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.
abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır
görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir.
abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz
bir kimse sevdiği işi sürekli olarak yapmaktan bıkmaz.
abdal tekkede, hacı Mekke’de bulunur
herkes kendisine yakışan ve uğraştığı işle ilgili olan yerdedir.
abdala ‘kar yağıyor’ demişler, ‘titremeye hazırım (durmuşum)’ demiş
varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.
abdala malum olur
bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz.
abdalın dostluğu köy görününceye kadar
çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser.
abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur)
çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
abdalın yağı çok olursa gâh borusuna çalar, gâh gerisine
varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
abdestsiz sofuya namaz mı dayanır
kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir.
aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
karı koca yoksul olursa bunların çocukları da yoksul olur.
aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister.
aç aslandan tok domuz yeğdir
soysuz olup para kazanan, soylu olup da para kazanmayandan üstündür.
aç at yol almaz, aç it av almaz
iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
aç ayı oynamaz
kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir.
aç domuz darıdan çıkmaz
kötü yaradılışlı aç olan kimse kime, neye zarar verdiğini düşünmeden sadece karnını doyurmaya bakar.
aç doymam, tok acıkmam sanır
aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, varlıklı insan ise daha fazlasını ister.
aç elini kora sokar
aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar.
aç esner, âşık gerinir
herkes içinde bulunduğu koşula göre davranır.
aç gezmektense tok ölmek yeğdir
yoksulluk ölümden de beterdir.
aç gözünü, açarlar gözünü
yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
yakınlık kurduğumuz kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ondan beklemeden kendimiz elde etmeye çalışmalıyız.
aç ile eceli gelen söyleşir
açın gözü hiçbir şeyi görmez, karnını doyurabilmek için kendisine güçlük çıkaran bir kimseyi öldürebilir.
aç it fırın duvarını deler
aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder.
aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir
sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir.
aç köpek fırın deler
aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder.
aç kurt aslana saldırır
aç kimse karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alır.
aç kurt yavrusunu yer
açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur.
aç mezarı yoktur
kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.
aç ne yemez, tok ne demez
yoksul kimse eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz, varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur.
aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır
insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.
aç tokun gözüne bakmakla doymaz
yoksul insanla ilgilenmek ancak ona yardım etmekle olur.
aç yanında sarpın kurcalanmaz
bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir.
aç yanından kaç
aç insan tehlikelidir.
aç yeri başka, acı yeri başka
insanın yüreği ne denli acıyla dolu olsa da yemek yemeyi ister.
aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış
1) aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 2) bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
acele ile menzil alınmaz
acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır.
acele ile yürüyen yolda kalır
iş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.
acele işe şeytan karışır
düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.
acele işin sonu pişmanlık
acele ederek yaptığımız işten istediğimiz sonucu alamayabiliriz.
acemi katır kapı önünde yük indirir
beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.
acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.
acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.
acı acıyı keser, su sancıyı
bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.
acı patlıcanı kırağı çalmaz
herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.
açık ağız aç kalmaz
isteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder.
açık göte herkes tükürür
utanç verici, iğrendirici davranışları herkes ayıplar, tiksinti ile karşılar.
açık kaba it değer (siyer)
gizli kalması gereken şeyler herkese söylenirse bundan büyük zararlar doğar.
açık yaraya tuz ekilmez
acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır.
acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır
bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.
acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler
geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
acıkan ne yemez, acıyan ne demez
geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur
bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.
acıklı başta akıl olmaz
büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.
acıkmış kudurmuştan beterdir
uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.
açılan solar, ağlayan güler
hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, gün gelir tersine döner.
açın gözü ekmek teknesinde olur
kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir.
açın imanı olmaz
aç olan kimseden her türlü kötülük beklenebilir.
açın karnı doyar, gözü doymaz
tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez.
açın koynunda (karnında) ekmek durmaz (eğleşmez)
kazancı yetmeyen kişi, eline geçeni hemen harcar, yarını için bir şey saklayamaz.
açın kursağına çörek dayanmaz
yoksulluk içinde bulunan kimsenin bir eksiği giderilse başka bir eksiği kendini gösterir.
açın uykusu gelmez
1) aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 2) bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
acından kimse ölmemiş
kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.
acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur
koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur.
acıyan uyumuş, acıkan uyumamış
insan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.
açlık ile tokluğun arası yarım yufka
yoksul olan buna üzülmemelidir, küçücük bir şey bile en büyük ihtiyacı gidermeye yeter.
açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna
bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.
açtı ağzını, yumdu gözünü
öfkelenerek veya kızarak ağır sözler söyledi.
açtırma kutuyu, söyletme kötüyü
kendin hakkındaki kötü düşüncelerimi veya bildiklerimi bana söyletme.
ada bana, adayım sana
sen bir kimse için fedakârlıkta bulunursan o da senin için fedakârlıkta bulunur.
adam adama (gene, her zaman) gerek olur
insanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur.
adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar.
adam adamdan korkmaz, utanır
insanları ahlaklı davranmaya iten korku değil, küçük görülme duygusudur.
adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir atlastan olsa çulu
insanın değeri zengin olmakla artmaz, asıl olan insanlığıdır.
adam adamı bir kere aldatır
bir kimse başka bir kimseyi ancak bir kez aldatabilir, diğeri bir daha aldatmasına izin vermez.
adam olacak çocuk bokundan belli olur
bir kimsenin yeni başladığı işte usta olup olamayacağı ilk davranışlarından anlaşılır.
adam olana bir söz yeter
anlayışlı olan kimse için bir şeyin bir kez söylenmesi yeterli olur.
adamak kolay, ödemek zordur
söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur.
adamakla mal tükenmez
yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.
adamın (kimsenin) adı çıkmadansa canı çıkması (yeğdir)
insanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.
adamın adı çıkacağına canı çıksın
insanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.
adamın iyisi işbaşında (alışverişte) belli olur
bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.
adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez.
adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
adamlık sende kalsın
1) karşı taraf iyilik bilmese de sen yine iyilik et; 2) bu işi nasıl olsa sana yaptıracaklar, bari kendiliğinden yap da onurunu koru.
ağa borç eder, uşak harç
ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür.
ağaç kökünden yıkılır
bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır.
ağaç ne kadar uzasa göğe ermez
insan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur.
ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer
güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir.
ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir)
insan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar.
ağaç yaş (fidan) iken eğilir
insanlar küçük yaşta kolay eğitilir.
ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin
erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir.
ağaca balta vurmuşlar ‘sapı bedenimden’ demiş
insana en yakını bile kötülük edebilir.
ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.
ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz
davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok.
ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür
insan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.
ağacı kurt, insanı dert yer
kurt ağacı nasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir.